Dezenformasyon bilinçli bir şekilde hatalı yanlış haber aktarımı olarak türkçede yerini alırken bizler bu içeriklerden nasıl korunucağımızı düşünür hale geldik. Üsküdar Üniversitesi dekanı Prof Dr Nevzat tarhan ve Doç Dr Aylin Tutgun Ünal tarafından büyük bir özenle hazırlanan Sosyal Medya Psikolojisi adlı ortak eserlerinde sosyal medyanın bütün inceliklerini gözler önüne seriyorlar. Kendimizi ve çevremizdekileri sosyal medyadaki yönlendirmelerden nasıl koruyacağımız ve neler dikkat etmemiz gerektiğini açık bir dilde anlatan kitapta dezenformasyondan sosyal medyanın güzelik algımıza olan etkisine kadar pek çok konuya değiniyor.
Dezenformasyon bilinçli olarak yalan haber yaymak olarak bilinse de bununla kalmıyor. Bir tür algı yönlendirme ve propoganda aracı olarak da kullanılabilen dezenformasyon siyasetten pazarlamaya pek çok alanda kullanılabiliyor.
İnsanların dezenformasyonlara inanma sebepleri ise tanınmış bir kişi, güvenilir olduğunu düşündükleri bir internet sistesi, aile ve arkadaş çevresinin paylaşımları ya da yüksek beğeni ve takipçili bir sosyal medya hesabı olabiliyor. Dezenformasyonlara inanılmasının ve sosyal ağlarda karşımıza çıkmasının asıl sebeplerinden biri sosyal medya mecralarında yaptığımız beğeni ve paylaşımlar. Bir içerik ne kadar çok kişi tarafından beğeni ve paylaşım alırsa o kadar fazla akışta yerini alır.
Dezenformasyonlardan kendimizi nasıl koruyabiliriz
Teknoloji hayatımızda olduğu sürece bilgi kirliliğiyle baş başa kalacağız. Karşımıza çıkan bilgileri sorgulayarak yalan haberden korunmamız mümkün. Bunun yanı sıra ” Doğruluk paylı.com, T24, teyit.org” gibi mecralardan haberin doğruluğundan emin olabiliriz. Tüm bunların yanı sıra her sosyal medya kullanıcısının ”yeni medya okuryazarlığı” hakkında mutlaka bilgi sahibi olması da dezenformasyonun yayılmasının önüne geçebilir ve daha temiz bir sosyal medya ortamı yaratabiliriz.